Mehtap HALICI
Dünyada 3 binden fazla mağazası olan Fransız kozmetik markası, Türkiye’deki mağaza sayısını 2024 yılı sonuna kadar 45’e çıkarmayı hedefliyor. L’Occitane’ın şu anda Türkiye’de toplamda 39 mağazası olduğunu aktaran L’Occitane Türkiye Genel Müdürü Pınar Akçam, mağaza olarak olmak istedikleri her yerde olduklarının altını çizdi.
Türkiye’de geçtiğimiz dönemlerde ciddi AVM yatırımlarının yapıldığını ve şu an ise doyum noktasına ulaşıldığına işaret eden Akçam, “Türkiye’de 450 AVM var. AVM ülkesine döndük. Son yıllarda bu kadar yeni ve bu kadar iddialı projeler yapılmıyor. Bizde mağazaları A Plus AVM’lerde açıyoruz ama B grubu dediğimiz bazı AVM’lerde de varız.
Biri İstanbul da diğeri de İzmir’de olmak üzere şu anda 2 cadde mağazamız da var. Açıkçası marka hedef kitlesine baktığımız zaman Türkiye’de şu caddede mağaza açmamız lazım diyeceğimiz marka karması olan bir cadde bulunmamakta” diye konuştu.
Tüm bu sebeplerle de maksimumda ulaşacakları mağaza sayısının 45 olacağını ifade eden Pınar Akçam, “Yeni mağazalarda öncelikle İstanbul’u hedefliyoruz. İzmir ve Ankara’yı da dahil edebiliriz. Her açtığımız mağazada yeni istihdam da sağlıyoruz” ifadelerini kullandı. Akçam, cilt, vücut, parfüm gibi birçok bakım ürünleri kategorilerinde 600 farklı çeşit ürünlerinin olduğunu söyledi.
Ekonomik senaryoda tek benzerimiz Arjantin
Türkiye’de yüksek enflasyonlu devalüasyonlu ortama alıştıklarını ifade eden Akçam, “Bizim aşamadığımız kısım bu ikisinin birbirine paralel gitmemesi. Yani enflasyonun ve kurların aynı oranda paralel ilerliyor olması lazım ki işletmeler bir şekilde işletmeler planlama ve bütçe yapabilsin. Türkiye’nin ekonomik senaryosunu diğer ülkelerle yan yana koyduğumuz zaman şu an tek benzerimiz Arjantin. Bu durum sadece Arjantin ve Türkiye’de var” dedi.
Türkler 50, Avrupalılar 250 Euro harcıyor
Türkiye’de aylık kozmetik harcamasının 50 Euro’ya geldiğini ancak bu rakamın Avrupa’da 250 Euro’ları bulduğunu söyleyerek, “Bu rakam bizim 5 katımız” dedi.
“Elimize sürdüğümüz kremin ÖTV’ye tabii olmaması gerekiyor”
Kozmetik sektöründeki en büyük sorunlardan birinin özel tüketim vergisine (ÖTV) dahil olması olduğunun altını çizen Pınar Akçam, “Türkiye bunu bir ihtiyaç olarak görmüyor. Kozmetik ürünlerinde yüzde 20 olan orandan çıkması gerekiyor. Bu ürünler gerçekten ihtiyaç. Renkli kozmetikte belli başlı kalemler özel tüketime tabii tutulabilir ama gerçekten elimize sürdüğümüz bir nemlendirici kremin özel tüketim olmaması gerekiyor. Bizim şu anda satışını yaptığımız ürünlerin geneline baktığımızda yüzde 96’sı özel tüketime tabii tutuluyor” diye konuştu.
Taksitli satışlar kalktı yüzde 25 küçülme oldu
Bundan 7 yıl önce kozmetik sektöründe taksitli satışların kaldırıldığını hatırlatan Pınar Akçam, “Kozmetikte taksiti kaldırdıkları an itibariyle o sene kozmetik pazarında yüzde 25 küçülme oldu. Hala değişmedi. Sadece biz kanıksadık. Tüketici sayısını otomatik düşürdü. Yüzde 25 geri çekilmeye gitti. O seneden bu yana büyümeler oluyor tabii ama o kayıp var. Aslında orada potansiyel bir kazanç var” dedi.
Sektörün daralmaya gittiğini ifade eden Akçam, “Kozmetik tüketimine devam eden tüketicinin bir kısmı almamayı tercih etti. Bir kısmı da bütçesine göre belli ürünler almaya gitti. Diğer bir kısmı ise marka değiştirdi ve daha düşük segmentli ürünlere yöneldi. Bir kısmı da daha da tehlikelisi daha ucuz olsun diye merdiven altı üretime kaydı” diye konuştu.
Gelişmiş ülkelerde ithalat Az gelişmiş ülkelere ihracat yapıyor
Lük tüketimin belli coğrafyalara sıkıştığına dikkat çeken Pınar Akçam, belli bir alım gücünün üzerindeki kişilerin dünya markalarını veya Türkiye’de üretilen biraz daha niş konumlandırılan markaları tükettiklerini söyledi. Akçam, “Bir de daha market veya zincir satış kanallarındaki kozmetik ürünleri var” dedi.
Türkiye’nin hem ithal ürün satışı hem de ihracatının olduğuna değinen Akçam, Türkiye’nin kozmetik ithalatıyla kozmetik ihracatının birbiriyle aynı dengede olduğunu söyledi. Türkiye’nin enteresan bir yapısının olduğunu belirten Akçam, “Türkiye çok ilginç. Çünkü başta Avrupa gibi biraz daha teknolojisi ve kozmetik AR-GE’si anlamında gelişmiş ülkelerden ithalat yapıyor ve daha az gelişmiş ülkelere de ihracat yapıyor.